Uluslararası Doğu Avrupa Araştırmaları Platformu (PIEES) bünyesinde planlanan kongrelerin ilki olan Uluslararası Doğu Avrupa Araştırmaları Kongresi (CIEES), Ukrayna’da Kyiv National Taras Shevchenko Üniversitesi’nde yapıldı. 21 – 23 Ekim 2018 tarihleri arasında, ağırlıklı olarak Türkiye’den ve Ukrayna’dan tarihçi akademisyenlerin katıldığı kongrede, Doğu Avrupa’nın pek çok ülkesinden tarihçi akademisyenler de yer aldı.

CIEES-2018; Açılış Seremonisi, Sunumlar, Kapanış Oturumu, Kapanış Kokteyli ve Gezi olmak üzere beş ana kısımdan oluştu.

  1. AÇILIŞ SEREMONİSİ

CIEES-2018’in açılış seremonisi, 21 Aralık saat 09.00’dan itibaren,  Kyiv National Taras Shevchenko Universitesi Konsey Salonu’nda gerçekleştirildi.  Açılışta, Ukrayna tarafından, TarasShevchenko Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Leonid V. HUBERSKY adına rektör yardımcısı Prof. Dr. Petro Beh Kyiv National Taras Shevchenko Universitesi Tarih Fakültesi dekanı Prof. Dr. Ivan Patrylak, Ukrayna NAS  Ahatanhel Krymsky  Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nün Türk dostu öğretim üyelerindenduayen Prof. Dr. Yuri KOCHUBEY birer konuşma yaptılar.

Açılış seremonisinde Türk tarafı adına, Türkiye’nin Kiev Büyük elçisi  Yönet Can TEZEL, İzmir Demokrasi Üniversitesi dekanı ve Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm başkanı Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK, Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi  Prof. Dr. Yücel ÖZTÜRK ve Kiev Yunus Emre Enstitüsü Başkanı  Dr. Ender KORKMAZ yer aldılar.

Rektör Leonid V. HUBERSKY’nin görüşlerini aktaran Rektör yardımcısı Prof. Dr. Petro Beh katılımcıları selamladıktan sonra kongre hakkındaki görüşlerini dile getirdi.  “CIEES-2018’e  ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu, bu kongrede sunulacak olan tebliğlerin, kendi çalışma disiplinindeki araştırmaları daha da ileri götüreceğini ve bilim dünyasına büyük katkıda bulunacağına inandığını” ifade etti. Rektör Yardımcısı, görüşlerini şöyle sürdürdü: “Taras Shevchenko Milli Üniversitesi Rektörü olarak bu kongre fikri bana iletildiği zaman büyük heyecan duydum ve kurumumuzun kapılarını bu bilim şöleni için sonuna kadar açtım. Katılım seviyesinin yüksekliği ve katılımcı sayısında ki çeşitlilik ise ayrıca mutluluk verici. Hem Türkiye’nin Kiev Büyükelçisinin hem de Ukrayna Parlamentosundan milletvekillerinin burada olması bu kongrenin önemini göstermektedir.”

Rektör Yardımcısı, Doğu Avrupa araştırmalarının, başta Ukrayna olmak üzere bu bölgede var olan bütün devletler ve milletler için büyük önem arz ettiğini, bu alandaki çalışmaların geliştirilmesi ve daha da ileriye götürülmesinin bilimsel camianın yanı sıra uluslararası bağlamda ilişkilerin   gelişmesi içinde çok büyük önem taşıdığını belirtti.

 Rektör Yardımcısı, konuşmasının son kısmında, kongre düzenleme kurulunda görev alan tüm bilim insanlarına katkılarından dolayı teşekkürlerini sunarken,  kongrenin bilim camiası ve bölge araştırmaları için taşıdığı önemi bir kez daha vurguladı vedevamının gelmesini temenni ettiğini söyledi.

Rektör yardımcısının konuşmasını Prof. Dr. İvan Patrylak’ın konuşması izledi. Patrylak, selamlamanın ardından, PIEES ve CIEES’in ortaya çıkışı ile ilgili sürece atıfta bulunarak,sözlerine, “Doğu Avrupa Araştırmaları Kongre’sinin ilki daha önceki yıllarda Sakarya’da, Sakarya Üniversitesi’nin destek ve katkılarıyla gerçekleşmiş idi. O kongrede anlamıştık ki Doğu Avrupa Araştırmaları bağlamında, yazılması, konuşulması, araştırılıp tartışılması gereken hayli çok konu bulunmaktadır. Doğru Avrupa Araştırmaları Kongresi’nin ikicisi olan CIEES-2018’in Ukrayna’da ve TarasShevchenko Milli Üniversitesi’nde yapılması bizim için çok önemli ve gurur verici bir olaydır. Bu bakımdan üniversite yönetimine bu ortamı sağladıkları için bir kere daha teşekkürlerimi sunuyorum.” şeklinde devam etti.

Doğu Avrupa’nın hem jeopolitik hem de stratejik olarak dünyanın çok önemli bir yerinde bulunduğunu öne süren Patrylak, söz konusu coğrafyanın ilkçağlardan günümüze kadar büyük bir kültürel mirasa sahiplik ettiğini belirtti. Patrylak, halen yürütülmekte olan çalışmaların oldukça yetersiz kaldığından bahsederek,  bölge için daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu, bunun ise ancak dünyanın heryerinden bölge ile ilgilenen uzaman bilim adamlarının bir koordinasyon ve işbirliği halinde düzenli ve sistematik bir şekilde çalışmasıyla yapılabileceğine inandığını belirtti.  Patrylak, CIEES’in bu işbirliğini ve koordinasyonu en üst seviye de sağlamakta olduğu gibi, Ukrayna ve Türkiye arasındaki işbirliğinin her alanda daha da ileriye götürülmesine katkı yapmakta olduğunu söyledi.  Tarih Fakültesi Dekanı Profesör Patrylak, kongrenin başarıyla tamamlanacağı konusunda bir şüphe duymadığını belirterek bu ortamın ve bilimsel faaliyetin hazırlanmasında büyük emeği geçenkongre kurullarına, kongreye katkı veren tüm kurum ve kuruluşlara teşekkürlerini ifade etti.

Türkiye-Ukrayna tarih sempozyumlarının daimi katılımcısı, duayen akademisyen Prof. Dr. Yuri KOCHUBEY olmadan bu açılış amacına ulaşamazdı. Kochubey, sıcak dostluk mesajları ve selamlamanın ardından özetle şöyle konuştu: “Türkiye – Ukrayna akademik işbirliği, yaklaşık on yılı bulan yoğun çalışmalarla artık doruk noktasına ulaşmış bulunmaktadır. Bunda Türkiyeli dostlarımızın katkısının ne kadar büyük ve önemli olduğunu biliyor ve taktir ediyoruz. Türkiyeli dostlarımız bizleri defalarca konuk ettiler. Şimdi biz onları ülkemizde üst düzeyde ağırlamanın gururunu yaşıyoruz.Tarih çalışmalarının devam edeceğine olan inancımızı korumak istiyoruz. Konferansın başarılı geçeceğine inanıyor, tüm dostlarımızı içtenlikle selamlıyoruz.”

Türk tarafı adına ilk konuşmayı yapan Prof. Dr. Mustafa Öztürk, selamlama akabinde, PIEES’in kuruluş aşamasına geçmesine vesile olan 2017 Kamaniçe ve Kiev sempozyumlarına atıfta bulunarak şöyle konuştu:” Geçen sene hepsi de aramızda bulunan meslektaşlarımızla, Kamaniçe Üniversitesi ile ortaklaşarak yaptığımız bilimsel toplantı dolayısıyla Ukrayna’yı ziyaret ettik. Sempozyuma katılan Türk ve Ukraynalı akademisyenler arasında, Doğu Avrupa ile ilgili bilimsel bir platform kurulması fikri o zaman oluştu. Daha önce ziyaret ettiğimiz Kiev TarasŞevçenko Üniversitesi’nin değerli bilim adamları da bu fikre destek verdiler. Bugün bu düşüncenin çok anlamlı bir pratiğini birlikte yaşıyoruz. En büyük temennim, bu bilimsel toplantıların ve karşılıklı ziyaretlerin geleneksel hale getirilmesidir.”

Öztürk, Doğu Avrupa araştırmalarının, adeta ikinci planda kalmış olduğunu belirterek mevcut çalışmanın bir ihtiyaçtan doğduğuna işaret etti. Bu bağlamda sözlerini sürdüren Profesör Öztürk, günümüzde daha çok küresel güç haline gelen sömürgeci devletlerin tarihinin ön plana çıkarıldığını, hatta, tarihin, bu ülkelerin tarihlerinden ibaret olduğu zannına kapınıldığını, oysa, Doğu Avrupa tarihinin de her bakımdan çok önemli olduğunu vurguladı. Sözlerini aynı bağlamda sürdüren Öztürk, “Biz ortak tarihimizi daha yakından tanıyarak, günümüze taşıyarak birbirimizi daha yakından tanıma imkânına sahip olabiliriz.” Dedi.

Öztürk, milletlerin birbirleriyle ilişki kurmalarının, eğitim-kültür alanında tanınma ve tanıtma, iktisadî ve siyasî işbirliklerinin kurulması gibi aşamalara bağlı olduğunu belirtti ve sempozyumun bu alana yapılmış en büyük katkı olduğuna işaret etmek suretiyle konuşmasını tamamladı. 

Açılış seremonisi,  Prof. Dr. Yücel  Öztürk’ün konuşması ile devam etti. Öztürk,  sempozyumla ilgili ilk ifadelerini, yine, PIEES’in doğuşu ve amaçlarına hasretti. Bu bağlamda,   şunları söyledi: “Platform’un ilk çalışması olan mevcut conferans, yaklaşık yirmi yılı bulan kesintisiz çalışmaların bir devamı niteliğindedir. Bu çalışmalar sonunda önemli bir seviyeye geldik. Kaydettiğimiz en gurur verici gelişme, Ukrayna ve Türkiye akademisyenleri arasında kurulan   sağlam köprüdür. Bu köprü ile gurur duyuyoruz.”

Konuşmasını PIEES’in misyonu ve amaçlarına işaret ederek sürdüren Öztürk, PIEES’inLogosu ile misyonu arasındaki ilişkiye yer verdi. Logo’da hakim figür olan “köprü” simgesinin, “Ukrayna – Türkiye arasında kurulmuş bulunan akademik işbirliğinin tüm Doğu Avrupa ülkelerine yayılması amacını temsil”  ettiğini; PIEES’in temel amacının, Doğu Avrupa coğrafyasında yer alan toplulukların tarih, kültür ve medeniyetlerini konu edinen araştırmalarıngelişmesine katkı yapmak olduğunu belirtti. 

Öztürk, konuşmasının son kısmını, PIEES’in Doğu Avrupa merkezli  çalışmalarının  sempozyumlar dışında hangi alanları kapsadığı hususuna ayırarak,    diğer önemli kültürel çalışma alanını oluşturan    JOURNAL OF INTERNATİOL EASTERN EUROPEAN STUDİES (JIEES) hakkında kısa bilgi verdi ve  PIEES’in, gerekli gördüğünde paneller, çalıştaylar ve buna benzer çalışmaları da hedeflediğine işaret etti.  Öztürk, sözlerini teşekkür konuşmalarıyla bitirdi.

 Açılış seremonisinin son konuşmacısı, protokol gereği Büyükelçi Yönet Can Tezel idi. Tezel, hayli uzun sayılabilecek konuşmasında uluslararası ilişkilerin günümüzde almış olduğu boyutları, Uluslararası ittifakları ve evrensel değerleri ele aldı. Konuşmasında şu pasajlar dikkat çekti: “ Kongre organizatörleri bana, diplomatik açılış konuşmanın ötesine geçme imkânı sunma nezaketini gösterdiler. Bu suretle, 15 dakikalık süre içinde, uluslararası politika hakkında süre gelen tartışmalarla ilgili olduğunu düşündüğüm konular hakkında kongreye katkıda bulunmaya çalışacağım. Bu bir akademik toplantı olmasına rağmen, ben bir akademisyen değilim. Bu bakımdan, şahsi düşüncelerimi paylaşacağım ve resmi kimliğimi ikinci plana koyacağım.”  

Büyükelçi, sözlerini, Avrupa ve Amerika’nın uluslararası sistemi uygulamadaki başarısızlıklarının doğurduğu problemlere işaret ederek sürdürdü. Avrupa ve Amerika’nın temsil ettiği uluslararası liberal düzenin karşılaştığı sorunların çözümünde yaşanılan başarısızlıkların, liberalizm ve onun ürünü olan liberal demokrasinin devrini tamamladığı düşüncesinin yaygınlaşmasına sebep olduğuna işaret etti. Büyükelçi, söz konusu sorunun temelinde, ekonomik ve sosyal problemler yanında,   Amerika ve Avrupa’nın dünyayı meşgul eden temel sorunlar arasında olan yabancı düşmanlığı, ırkçılık, anti-Semitizm, Islamophobia ve benzeri sorunların çözümünde başarısız olmalarının yattığını ifade etti.

Büyükelçi konuşmasında, Batı üniversalizminin başarısızlığı hakkında Batı ve Doğu merkezli kuramsal tartışmalara bir hayli yer ayırdı ve  Post Modern meydan okumalarla ilgili tespitleriyle sözlerini tamamladı.

  1. SUNUMLAR

Sunumlar iki aşamada cereyan etti. İlk aşama, 21 Eylül’de TarasSevchenko Üniversitesi’nin salonlarında gerçekleştirildi. Sunumların ilk oturumu Doğu Avrupa’nın Coğrafi Sınırları, etnik ve kültürel kökleri, tarih içinde Türkiye ve Ukrayna milletlerinin uğradığı değişimlerle ilgili idi. Bilimsel Açılış Oturumu Prof. Dr. Orhan KILIÇ’ın başkanlığında yapıldı ve 7 akademisyen bilimsel tebliğlerini sundular.

Müteakiben, beş ayrı salonda aynı anda yapılan sunumlara geçildi. I, II, III, IV, V no’lu salonlarda, her bir oturumda 5 veya 6  katılımcınınyer aldığı ikişer oturum yapıldı. 10 oturumda, takriben 60 bildiri sunuldu ve tartışıldı.

Bildirilerin sunumlarını müteakip ansiklopedik kaynaklardan el yazmaları ve literatüre uzanan yelpazede Doğu Avrupa tarihinin kaynakları hakkında yoğunluk kazanan tartışmalar yapıldı. Macaristan, Arnavutluk, Polonya, ABD, Kırım, Ukrayna ve Türkiye’den tarihçiler kaynak bilimi konularındaki görüşlerini paylaşmak fırsatını buldular.

Sunumların ikinci aşaması, 22 Eylül’de Kiev Milli Kütüphanesi’nin salonlarında gerçekleştirildi. Yarım gün üzere planlanan ikinci günün sunum programı, aynı anda dört ayrı salonda, her birinde dört sunumun yapıldığı ikişer oturum olarak uygulandı.  İkinci gün, 8 oturumda yaklaşık 32 katılımcı sunumlarını gerçekleştirdi. Böylece, açılış oturumu ilave edildiğinde, iki günlük sempozyum programında 100 kadar sunum gerçekleştirilmiş oldu.

  1. KAPANIŞ OTURUMU

Prof. Dr. Orhan Kılıç, Prof. Dr. Yücel Öztürk, Prof. Dr. Ferhat Turanlı, PhD. TarasPshenychnyy nezaretinde yürütülen kapanış oturumu, tüm katılımcıların iştirakiyle muhteşem bir fikir arenasına dönüştü. Oturumlar esnasında spontane olarak gelişen fikirlerini geliştirerek sistematize eden araştırıcılar yoğun bir iştiyakla düşüncelerini ifade ettiler. Her bir düşünce, başka düşüncelerin doğuşuna zemin hazırladı. Kapanış oturumu, heyecan ve dinamizminden bir şey kaybetmeksizin planlanan sürenin iki misline taştı.

Prof. Dr. Orhan Kılıç, Türk Tarih Kurumu’nın bu kongreyi maddi olarak desteklediğini belirterek Türkiye’de Tarih alanındaki en etkin kurumun bu desteğinin anlamlı olduğuna dikkat çekti ve katılımcılar adına Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik TURAN’a teşekkür etti. Prof. Dr. Kılıç, ortak çalışma yapılması konusuna vurgu yaparak bu konuda tarafların etkin ve eşit bir şekilde bu ortak çalışmaya destek vermesinin gerekli olduğunu söyledi. Bu bağlamda Ukrayna tarafından az da olsa bir kısım akademisyenin toplantıya katılmadıklarından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. PIEES’in bütün Doğu Avrupa ülkelerindeki akademisyenlere açık olduğunu belirten Prof. Dr. Kılıç, bundan sonraki kongrenin muhtemelen bir başka Doğu Avrupa ülkesinde olacağını belirtti.

Prof. Dr. Viktor Krukov, Türk tarihini bir bütün olarak değil, dönemlere ayırarak incelemek gerektiğini belirtti ve örnek olarak Osmanlı tarihinin ayrı incelenmesini önerdi. Prof. Krukov, ortak çalışmalar yapılmasına vurgu yaptı ve Ukrayna tarafı olarak Osmanlıca ve Arapça kaynaklara inme konusunda eksiklerinin olduğunu ifade ederek bir an evvel bu yöndeki çalışmalara başlamaları gerektiğini vurguladı.

Daha sonra söz alan Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Prof. Dr. ViktorKrukov’un fikirlerine katıldığını, temennilerin pratiğe geçmesi için bir kuruma ihtiyaç duyulabileceğini ve Türkiye-Ukrayna Tarih Araştırmaları konusunda müesseseleşmenin önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Öztürk kongrelerin 2 yılda bir yapılmasını teklif etti.

Prof. Dr. NataliyaGorodnia, ortak bir dil ile anlaşmalıyız şeklinde bir teklif getirdi.

Söz alan Prof. Dr. Yücel Öztürk, bundan sonraki kongrelerde partner üniversitelerin veya kurumların verecekleri desteği mutlaka yazılı olarak taahhüt etmeleri gerektiğini belirtti. Bunun yanı sıra kaynaklar konusunda bir literatür oluşturulabileceğini, özellikle de hukuk, siyaset, kurumlar vb. konularda taraflarca ortak bir Arşiv Rehberi hazırlanabileceğini söyledi.

Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, kongrenin tematik ve sonuç alınabilir bir kongre olduğunu, metod, kaynaklar ve kavramlar konusunun başlangıç olarak isabetli bir seçim olduğunu belirtti. Bu bağlamda Doğu Avrupa tarihi çalışmalarına çözüm getirecek ortak bir metod belirlenebileceğini, bildiri bitabının İngilizce olarak basılmasının da tartışılabileceğini söyledi.

Bu konuda söz alan Prof. Dr. Orhan Kılıç, özellikle Ukrayna ile bilimsel ilişkiler bağlamında dil ve alfabenin ciddi bir sorun olduğuna dikkat çekerek İngilizce’nin yapılan çalışmaların geniş bir kitleye ulaşması bakımından elzem olduğunu söyledi.

Dr. LarysaPritsak, verimli sonuçlar almak için çalışma gruplarının ve çalışma alanlarının oluşturulması gerektiğini belirterek, bu geniş coğrafya içinde daha spesifik konular üzerinde çalışma yapılması üzerinde durdu.

Dr. Öğr. Üyesi Murat Öztürk, Genel Türk Tarihi alanında bildiri azlığını dile getirdi. Çalışma alanlarına Türkiye’de İslam Öncesi Türk Tarihi denildiğini ancak Ukrayna’da Eskiçağ Tarihi olarak kabul edildiğini belirterek, Doğu Avrupa’daki Türk varlığının Hunlar’a kadar götürüldüğünü ancak en azındamKimmerler’e kadar gitmesi gerektiğinin altını çizdi.

Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel, PIEES’in kurumsallaşması gerektiğini ve bu geniş coğrafyanın bazı çalışma alanları ile daraltılabileceğini söyledi.

Sonuç olarak, mevcut kongrenin kavramlar, kaynaklar ve metodolojiye ayrılmasının isabetli olduğu konusunda fikir birliği oluştu. Ancak kaynaklar ve metodoloji konusunun önümüzdeki kongrede de işlenmesine devam edilmesi kararlaştırıldı.

Kapanış oturumunda, kaynaklar hususunda konferans harici yapılabilecek neşriyat çalışmalarına da değinildi. PIEES bünyesinde Doğu Avrupa Tarihi’nin kaynakları alanında külliyat çalışmalarının hedeflenebileceği dile getirildi. Doğu Avrupa milletler camiasının her birinin arkeoloji, arşiv, kronik ve çağdaş literatür alanlarına giren kaynaklarının sistematize edilerek araştırılması ve yayınlanmasının Doğu Avrupa Tarihi araştırmalarına yapılabilecek en önemli katkı olacağı hususunda akademisyenler mutabık kaldılar.

Arnavutluk, Macaristan, Polonya, Türkiye, Ukrayna ülkelerine tabi akademisyenlerden, PIEES’in müteakip konferanslarının kendi ülkelerinde yapılması doğrultusunda teklifler yapıldı. PIEES yönetim kurulu bunların değerlendirileceğini bildirdi.

  1. KOKTEYL

Kardeş ülke Azerbaycan uhdesinde faaliyet gösteren Assambly of Nationalities of Ukraine isimli kuruluşun sponsorluğunda muhteşem bir düzenleme ile gerçekleştirilen kapanış kokteyli, geniş katılımlı ve eğlenceli idi. İki gün içinde oldukça yoğun geçen sunumların yarattığı yorgunluk ancak böyle ayrıntılı düşünülmüş bir kapanış programı ile atılabilirdi.

Kapanışta Ukrayna’nın duayen araştırıcıları Prof. Dr. YuriyKochubey, Prof. Dr. Victor Krugov, Prof. Dr. Ferhat Turanly samimi duygularını ve sempozyumdan duydukları memnuniyeti dile getirdiler.

Kokteylde Türkiye ve PIEES adına Prof. Dr. Mustafa Öztürk ve Prof. Dr. Yücel Öztürk dostuluk ve kardeşlik içerikli kısa konuşmalar yaptılar, yaşanılan anın güzelliğine ve samimiyetine vurgu yaptılar. Yücel Öztürk, Kokteyli düzenleyen Ukrayna Milletler Asamlesine ve başkanına  teşekkürlerini iletti.

Kokteylde Ukrayna Milletler Asamlesi’nin müdürü …..de samimi ve duygusal bir konuşma yaptı, bu tür çalışmalardan duyduğu memnuniyetini ifade etti.  Kokteyl, akşam saatine kadar eğlenceli şekilde devam etti.

  1. GEZİ

Sempozyumun üçüncü günü bütünüyle geziye ayrılmış idi. Kiev’in tarihi müzeleri, tarihi eserleri ziyaret edildi ve öğlen sonrasında Kiev’en en eski mekanlarından birini teşkil eden tarihi pazarda son hatıra alış verişleri yapıldıktan sonra Dinyeper gezisine gidildi.

Sadece CIEES katılımcılarına ayrılmış olan gemi ile Özü kıyısında her biri tablo niteliğindeki muhteşem manzaralarını ve tarihi eserlerini gözleyerek geçen iki saatlik gezi, gezinin yorgunluğunu atmaya yetmişti. CIEES katılımcıları aynı günün bitimine doğru ülkelerine döndüler.